Realist Kaygılardan Güçlü İş Birliğine: Güney Kore – IKBY İlişkileri

Güney Kore, Ortadoğu’da büyük devletler ile karşılaştırıldığında genelde manşetlerden uzak kalmış bir ülke. Ancak ABD’nin 2003 Irak işgali ile birlikte Güney Kore’nin Irak’taki etkinliği hızlı ama sessiz bir şekilde yükseldi. Özellikle Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ndeki (IKBY) varlığı ve faaliyetleri azımsanmayacak bir öneme sahip hale geldi. ABD’nin pasif baskıları ile uluslararası koalisyona katılan, askerî ve sivil personelini Erbil’de konuşlandıran Güney Kore, zaman içerisinde IKBY ile güçlü ekonomik ve kültürel bağlar kurdu. Bugün gelinen noktada Güney Kore için farklı ve güçlü bir alan haline gelen Irak’taki varlığının arka plandaki öyküsü ise oldukça dikkat çekici.

Jeopolitik Zorunluluk: Koalisyona Asker Desteği

ABD, Saddam rejimini devirmek üzere Irak’a karşı gerçekleştireceği operasyonun hemen öncesinde uluslararası destek kapsamında Güney Kore’den de asker talep etmişti. Amerika’nın bu talebi Güney Kore’de hükümet ve siyasi çevrelerde olduğu kadar kamuoyu arasında da yoğun tartışmalara sebep oldu. Bu tartışmaların ardında ABD Başkanı George W. Bush’un Kuzey Kore politikaları vardı. Bush, 11 Eylül saldırılarından birkaç ay sonra Ocak 2002’de Kongre’de yaptığı konuşmada Kuzey Kore’yi Irak ve İran’la birlikte “şer ittifakı” tanımlamasının içine yerleştirmişti. Bush ve kabinesi kitle imha silahları bulundurmaktan dolayı Kuzey Kore’ye askerî müdahale planını her zaman masada tutuyordu. Bu durum 2001 yılında Kuzey Kore ile ilişkileri geliştirmek amacıyla “Günışığı Projesi”ni başlatan Güney Kore devlet başkanı Kim’i tedirgin ediyordu. 2002 yılının sonunda Güney Kore başkanı olan Roh Moo Hyun da selefi Kim gibi düşünüyor siyasi ilişkileri yumuşatılabilmesi adına Kuzey ile ekonomik ilişkilerin geliştirilmesini de savunuyordu. Roh, bu sebeplerden ötürü Bush’un Kuzey Kore politikalarını agresif olmakla eleştiriyordu.

 

Bu eleştiriye misilleme olarak Washington, Kuzey ve Güney Kore’yi birbirinden ayıran askersizleştirilmiş bölgeyi koruyan 14 bin askerini geri çekeceğini açıkladı. Bu durum Güney Kore’de tehlike çanlarının çalmasına sebep oldu. Zira Kuzey ile yaşanacak herhangi bir çatışmada çok ağır kayıplar verilmesi muhtemeldi.

 

Kuzey ile ilişkilerini belirli bir düzeyde tutmaya çalışan Güney Kore, diğer yandan iki bölge arasında bir çatışma ihtimalinde de kaçınıyordu. Bütün gelişmeler yeni Başkan Roh’u ABD-Kuzey Kore çekişmesinin tam ortasında bırakmıştı ve realite onu ABD müttefikliğini kaybetmemek için koalisyona askerî destek vermek zorunda bırakmıştı.

 

Başkan Roh, meclisteki konuşmasında “realizm” çerçevesinde ABD’ye destek verilmesi gerektiğini savundu. Roh, Kuzey Kore ile nükleer meselenin barışçıl yollarla çözümlenmesi için ABD ile güçlü bir iş birliğinin altını çizdi. Irak savaşı bittiğinde ABD’nin Kuzey Kore’ye yöneleceğini düşünen Roh bu yüzden Seul’un Washington üzerindeki etkisini en üst düzeyde tutmak istiyordu.

 

Güney Kore’nin Irak’a asker göndermesinin ardında Saddam rejiminin kimyasal/nükleer silah tehdidi bulunmuyordu. Güney Kore’nin amacı Amerika’nın Kuzey Kore’ye karşı politikasında etki kazanmaktı ve Irak’a asker yollayarak elini güçlendirmek istiyordu. ABD Başkanı Bush’un “şer ekseni” olarak İran, Irak ve Kuzey Kore’yi tanımlaması, Güney Kore’de Kuzey Kore’nin sonraki muhtemel hedef olacağı endişesine sebep olmuştu. Bu yüzden Başkan Roh, Kuzey Kore nükleer meselesinin barışçıl yollardan çözülmesini istiyor ve yeni iş imkanları yaratmayı hedefliyordu.

 

Neticede meclisteki hararetli tartışmaların ardından 2 Nisan 2003 tarihinde Irak’a asker gönderme kararı aldı. Karar uyarınca yeniden inşa çabaları kapsamında Irak’a 700 muharip olmayan askerî görevli gönderilmesi onaylanmış oldu.

Zeytun Birliği Erbil’de

Güney Kore’nin Irak’a muharip olmayan askeri personel göndermesinin üzerinden yaklaşık bir sene geçmişti ki ABD’den yeni bir talep geldi. Amerika işgalin ilerleyen günlerinde Irak’a konuşlandırdığı asker sayısının aslında ne kadar az olduğunun farkına vardı. 2003 yılının Eylül ayına gelindiğinde ABD, mühendislere ve doktorlara değil savaşacak daha fazla muharip güce ihtiyacı olduğunu gördü ve Güney Kore’den muharip güç göndermesi talebinde bulundu. Güney Kore tarafında bu talebin görüşülmesi ve asker gönderilme meselesinin karara bağlanması bir sene sürdü. 2004 yılının Eylül ayında yeni birlikler için karar alındı.

 

Bu kararın alınmasında Kuzey Kore’den kaynaklı endişenin yanında ekonomik kaygıların da yeri büyüktü. Güney Kore ekonomisi 1997 ekonomik krizinde büyük yaralar almıştı. 1999-2000 yılları arasında küçük bir toparlanma yaşansa da 2001 ve 2003’te piyasalarda ciddi bir daralma yaşanmıştı. Irak’a asker gönderilmesi ilk olarak Koreli şirketlere inşaat alanında kazançlı anlaşmalar getirebilirdi. İkincisi asker gönderilmesi Kore’nin ekonomik kredi notunu devam ettirebilmesi demekti. Talebe muhalif olarak asker gönderilmemesi durumunda ABD, kredi derecelendirme kurumlarına baskı yaparak Güney Kore’nin notunun düşürülmesini sağlayabilirdi. Son olarak da Hyundai İnşaat şirketi bu sayede Irak’tan ödenmemiş borçlarını tahsil edebilirdi.[af] Gerald Geunwook Lee, “South Korea’s Faustian Attitude: The Republic of Korea’s Decision to Send Troops to Iraq Revisited”, Cambridge Review of International Affairs, Vol. 19, No.3, September 2006 [/af]

 

Neticede 2004 yılının Eylül ayında Güney Kore Irak’a 3.600 asker gönderdi. Zeytun Birliği ismi verilen birlikte; yeniden inşa desteği verecek olan mühendis taburu, insani yardım için sağlık taburu ve özel operasyonlar için çok işlevli dört tabur bulunuyordu.[af] Hwang Eui-Don, “Republic of Korea Forces in Iraq: Peacekeeping and Reconstruction”, Military Review, Vol.85, Issue 6, November/December 2005 [/af] Başkan Roh, bu askerlerin doğrudan çatışmaların olduğu bölgelere değil Erbil’e konuşlandırılacağını açıkladı. Böylelikle Kore, ABD ve İngiltere’den sonra Irak’ta en çok asker bulunduran üçüncü yabancı devlet oldu. Askerlerin gönderilmesinin ardından Başkan Roh, Aralık ayında Erbil’e bir ziyaret gerçekleştirdi ve Koreli askerlerle yemek yedi.

İkinci Ortadoğu Patlaması Beklentisi ve Ekonomik İş birlikleri

2008 yılında dünya ekonomik kriz ile uğraşırken, 2005 yılında 60 dolar civarında olan varil petrol fiyatı 147 dolara yükselmişti. 2008 yılında Güney Kore başkanı olan Lee Myung-bak, bu gelişmeler ışığında 70’li yıllardaki “Ortadoğu patlaması”nı hatırlamıştı. Ekim 1973’te 3.80 dolar olan varil petrol fiyatı 1974 Ocak ayında 14.70 dolara çıkmıştı. Güney Kore, bu dönemde Ortadoğu’da çok önemli anlaşma ve projelere imza atmıştı ve ekonomik kalkınmasını bu döneme borçluydu.[af] Shirzad Azad, “Déjà vu diplomacy: South Korea’s Middle East policy under Lee Myung-bak”, Contemporary Arab Affairs, Vol. 6, No. 4, 552-566, 2013 [/af] İşte yeni Başkan Lee, ikinci bir Ortadoğu patlamasından fayda sağlama fırsatı kolluyordu.

 

1973 petrol krizinin ardından Koreli şirketleri Ortadoğu’da yatırım yapmaya zorlayan kişi, 1963-1979 yılları arasında ülkenin başkanlığını yapan Park Chung-hee idi. 1970’ler ve 80’ler Koreli inşaat firmalarının Ortadoğu’daki altın çağıydı. 2008 yılında devlet başkanı olan Lee, o dönemde Kore tarihinin en genç iş adamı olarak Hyundai İnşaat’ın yönetim kurulu başkanıydı. Bu sebeple Lee, başkan olduğunda ikinci Ortadoğu patlamasını yine ülke lehine kullanmayı hedefliyordu.

 

Lee’nin Ortadoğu politikasının ana merkezini Körfez ülkeleri oluştursa da 2004 yılından beri asker bulundurduğu IKBY de bu politikada önemli bir yere sahipti. Aralık 2008 yılına kadar Erbil’de kalan bu güçler bölgenin sağlık ve yeniden yapılanma projelerinde önemli bir yere sahipti ve bu projelerin yakın gelecekte sivil şirketler tarafından nasıl yürütülebileceğine dair de bir zemin hazırlıyorlardı.

 

Güney Kore ile IKBY arasındaki ilk önemli petrol anlaşması 2007 yılının Kasım ayında imzalandı. Bu anlaşma ile Kore Milli Petrol Şirketi Zagros bölgesindeki Bazian petrol sahasında keşif çalışması yapma hakkını elde etti. Koreli şirket, 2009 yılında Bazian’da sondaj yapmaya başladıklarını açıkladı.

 

IKBY Başbakanı Neçirvan Barzani, Şubat 2008’de Kore başkanı Lee’yi ziyaret eden ilk yabancı yetkililerden biriydi. Karşılıklı ilişkilerin gelişmesiyle başta otomobil ve elektronik cihazlar olmak üzere Güney Kore malları IKBY pazarında önemli bir paya sahip oldu.

 

IKBY ve Kore arasında imzalanan bu anlaşmalar iki tarafın da içeride ve dışarıda sorunlar yaşamasına sebep oldu. Seul ve Erbil arasındaki başka bir enerji keşif anlaşması, Güney Sangaw ve Kuş Tepe sahaları için yapıldı. Bu sahalardan 1,9 milyar varil petrol çıkarılması ön görüyordu ki bu Kore’nin yıllık tüketiminin iki katıydı. Ancak bu anlaşmalar Bağdat hükümetinin büyük tepkisi ile karşılaştı. Merkezi hükümet bir yandan Güney Kore’ye petrol nakillerini geçici olarak askıya alırken diğer yandan da Kore Milli Petrol Şirketi ve SK Enerji’nin Irak ihalelerine katılmasını yasakladı. Güney Kore bürokratik engeller ve iç siyasi çatışmalar sebebiyle Bazian sahasındaki çalışmalarına 2014 yılında, Güney Sangaw ve Kuş Tepe projelerine ise maliyeti karşılamadığı gerekçesi ile son vermek zorunda kaldı.

 

Seul’un IKBY’deki petrol dışındaki yatırımları devam etti. Büyük Koreli şirketler baraj, yol, su kanalları ve temiz su şebekeleri gibi birçok alanda milyarca dolarlık projeler üstlendiler.[af] Shirzad Azad, “Déjà vu diplomacy: South Korea’s Middle East policy under Lee Myung-bak”, Contemporary Arab Affairs, Vol. 6, No. 4, 552-566, 2013 [/af] IKBY Planlama Bakanlığı 2010 yılında yayımladığı raporda Güney Kore’nin 2004-2010 yılları arasındaki katkı ve yatırımlarına ayrıntılı bir biçimde yer verdi. Raporda yer verilen Güney Kore Uluslararası İş Birliği Ajansı’nın gerçekleştirdiği projelerinin öne çıkanları şunlar: Erbil’de trafik yönetim/denetim sisteminin modernizasyonu, sirküler bağlantı yolunun inşası, su ve kanalizasyon sisteminin modernizasyonu, bilgi teknolojileri merkezi inşası, kalite kontrol yönetimi laboratuvarının inşası.[af] Kurdistan Regional Government Ministry of Planning G. D. of Development Cooperation & Coordination, Contributions of the Republic of South Korea to Kurdistan Region From 2004 to the End of 2010, December 2010 [/af]

 

2012 yılının Ağustos ayında KBY ile Güney Koreli POSCO ve KNOC arasında, 700 milyon dolar değerinde elektrik santrali inşası anlaşması imzaladı. Anlaşmada Erbil yakınlarında 300 MW’lik bir santral ve Süleymaniye’de de 400 kV’lık trafolar inşa edilmesine karar verildi.

İlişkiler gelişmeye devam ediyor

2018 yılında Kore Uluslararası İş birliği Ajansı ve IKBY arasında “Kamu İhale Sisteminin Modernizasyonu” hakkında bir mutabakat imzalandı. Proje danışmanlık servisleri, elektronik ihale sisteminin geliştirilmesi, bilgi teknolojisi ekipmanların tedarik edilmesi ve eğitim programlarını içeriyordu.

 

2019 yılının Kasım ayında Güney Kore hükümeti, IKBY ve Bağdat yönetimine mültecilere ve iç göç yaşayan insanlara yardım kapsamında 10 milyon dolar bağışta bulunurken Erbil’e 300 bin dolarlık sağlık yardımı sağladı. Seul hükümeti 2014’ten bu yana IKBY’ye eğitim, sağlık, alt yapı ve ekonomi alanlarında artan biçimde insani yardımda bulunuyor. 2016 yılında Güney Kore hükümeti Erbil’deki temsilcilik ofisini başkonsolosluk seviyesine yükseltti.

 

IKBY- Güney Kore ilişkileri COVID-19 salgını döneminde de güçlü bir biçimde devam etti.  Temmuz ayı sonunda Güney Kore Erbil Başkolonsu’nu kabul eden KBY Başkanı Neçirvan Barzani, salgınla mücadelede Kore’nin başarılı yöntemlerini uygulamak istediklerini ifade etti. Güney Kore, Ağustos ayında IKBY’ye hastalıkla mücadele kapsamında 400 bin dolar değerinde tıbbî malzeme gönderdi. Koreli POSCO şirketi Temmuz ayında COVID-19 test kiti gönderirken KOICA da Ramazan ayı için ihtiyaç sahibi ailelere yardım gönderdi.

 

Zorunluluktan doğan ve siyasi olarak realite karşısında mecbur kaldığı hamleyi yapan Güney Kore zaman içinde Irak ve özellikle IKBY ile geliştirdiği ilişkilerini güçlü iş birliğine dönüştürmeyi başardı. Orta Doğu fırsatını savaşın bir tarafı olarak gittiği Irak’ta ticari bir zemine tahvil etmeyi başaran Güney Kore’nin on beş yılı aşan hikayesi uluslararası zorunlulukların nasıl pozitif çıkarlara dönüştürülebileceğini en canlı örneği.

+ There are no comments

Add yours