Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu her altı ayda bir IŞİD ve el Kaide’nin mevcut durumuna dair düzenli olarak raporlar yayınlıyor. BM üyesi ülkelerin, kuruluş ile yaptıkları bilgi paylaşıma dayanan bu raporlarda ayrıca BM kendi izleme birimlerinin de yaptıkları çalışmalara nihai olarak en sonda yer veriyor. 15 Temmuz 2022 tarihinde yayınlanan güncel raporun özelliği ise son raporun üzerinden geçen süre içerisinde IŞİD liderinin öldürülmesi, yeni liderin Türkiye’de yakalandığı iddiası, her iki örgütün de Afrika’da artan eylemsellikleri ve el Kaide lideri Eymen ez Zevahiri’nin artık düzenli olarak video ve ses kayıtlarıyla eskisine göre daha fazla kamuoyuna görünür olması.
“Özet” kısmının ardından “Tehdide Genel Bakış ve Evrimi” başlığı altında her iki örgütün stratejilerine, taktiklerine ve önemli bazı faaliyetlerine dair genel bir çerçeve çiziliyor; IŞİD ve el Kaide’nin çatışma bölgelerinin de dışına eylemlerini taşımak istediği belirtiliyor. Öte yandan BM üyesi ülkeler IŞİD’i “daha acil tehdit” ama el Kaide’yi “uzun vadeli daha tehlikeli bir grup” olarak görüyorlar. BM bu raporunda Analitik Destek ve İzleme Takımı’nın üye ülkelerden aldığı bilgilerle IŞİD’in 2017–19 tarihlerinde oluşturduğu vilayet yönetimlerine dair de farklı bilgiler verileceğini belirtiyor.
Irak ve Suriye’deki merkezi IŞİD yapısı aynı şekilde bu ülkelere göre ikiye ayrılmış durumda. Lakin idari olarak vilayetlerin yönetimi “Şam Ofisi”nin elinde. BM raporunda ayrıca Türkiye’nin bu konudaki bir rolüne de yer veriyor; Kafkaslar, Rusya ve bazı Doğu Avrupa ülkelerindeki ağların yönetimi, Türkiye’den idare edilen “el Faruk Ofisi”nin elindeydi. Türkiye’nin yoğun çalışmaları neticesinde söz konusu ofis çökertilince artık IŞİD’in ülkedeki ağları dahi Şam Ofisi tarafından yönetilmeye başladı.
BM raporunda IŞİD’in ağlarını kurduğu en iyi ve köklü bölgeler için; el Sıddık Ofisi — Afganistan, el Karrar Ofisi — Somali ve el Furkan Ofisi — Çad Gölü Havzası’nı işaret ediyor. El Sıddık Ofisi; Güney Asya ve Orta Asya’dan sorumlu iken, el Karrar Ofisi ise Somali, Mozambik ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ndeki ağlara bakıyor. El Furkan Ofisi ise Nijerya ile komşuları hatta Sahra Çölü IŞİD’i ile batı Sahil bölgesindeki silahları grubun bile bu ekibe bağlı olduğu belirtiliyor. Bunun haricinde daha düşük ölçekli olarak; Libya merkezli “el Enfal Ofisi”nin Kuzey Afrika ve Sahil, “Ümmü’l-Kura Ofisi” ise Yemen ve Arabistan Yarımadası, nihayetinde “Zul Nurayn Ofisi” ise Mısır, Sudan ve Sina Yarımadası’ndan oluşuyor. [af] Not; IŞİD’in bölgesel idari birimlerine verdiği bu isimler gelişi güzel değil, kasıtlı olarak tercih edildiği görülmektedir. Zira buradaki isimler ilk dört halifenin mahlaslarını barındırırken; Zul Nurayn-Hz Osman, el Karrar-Hz Ali, el Sıddık-Hz Ebubekir, el Faruk-Hz Ömer, ikisi Kur’an’da inançsızlara karşı ve Müslümanları destekleyen ayetler olan Furkan ve Enfal surelerine işaret etmekte diğeri ise Kur’an’da şehirlerin anası/Ümmü’l Kurra olarak adı geçen Mekke’yi referans göstermektedir. [/af]
BM yılın başındaki son raporundan IŞİD çevresinde gelişen bazı önemli noktalara değiniyor; ilki Ocak 2022‘de’ Haseke’deki bir hapishane isyanı. İkincisi ise 3 Şubat 2022 tarihli IŞİD lideri Emir Muhammed Said Abdurrahman es Selbi’nin Türkiye sınırı yakınındaki Atme bölgesinde Amerika’nın düzenlediği baskında öldürülmesi. 10 Mart’ta yeni halife olduğu ilan edilen Ebu el Hasan el Kureyşi’nin Iraklı olan Beşar Hattab Gazal es Sumayday olduğu üye devletlerce tartışılsa da gerçek kimliği açığa çıkmış değil. BM üyesi bazı devletler es Sumayday’ın Türkiye tarafından İstanbul’da Mayıs ayında yakalandığını söylese de bazı devletlerin ise tam tersine es Sumeyday’ın yakalanmadığı görüşünde olduğunu belirtiyor.
Taliban’ın Afganistan’da yönetimi almasıyla birlikte el Kaide lideri Eymen ez Zevahiri’nin 2022 itibariyle daha sık video yayınlamasını BM, hem kendisinin yaşadığına dair güncel kanıt hem de görece daha rahat ve yerleşik bir hale gelindiğini belirtiyor. El Kaide’nin uluslararası acil bir tehdit olmaması noktasında ise Taliban’ı zor duruma düşürmemek ve dış operasyonlar kapasitelerinin yetersizliğine işaret ediliyor.
BM üyesi bir devlet, el Kaide’nin Hittin Şurası (şuranın adı büyük ihtimalle Selahaddin Eyyübi’nin Haçlıları hezimete uğrattığı Hittin Savaşı’ndan geliyor) adında küresel liderliği barındıran bir heyetten bahsediyor. Lider konumundaki Eymen ez Zevahiri’den sonra kıdem sırasında göre; Seyfü’l Adl, Abdurrahman el Mağribi, Yezid Mebrak (Mağrib el Kaidesi) ve Ahmed Diriye (Eş Şebab).
Verilen genel bilgilerden sonra “Bölgesel Gelişmeler” başlığı altında “Orta ve Güney Afrika” bölgesiyle rapor örgütlerin buradaki faaliyetleri hakkında bilgi verilmeye başlıyor;
Mozambik’te eylemler gerçekleştiren, Ebu Yasir Hassan isimli Tanzanyalının yönettiği, 200 ila 400 kişilik; Mozambiklilerin başını çektiği ama Tanzanya ve Kenyalıların ağırlıkta olduğu, Kongo, Somali ve Uganda’dan da savaşçıların katıldığı ve aralarında Svahili dilinin konuşulduğu “Ehl-i Sünne ve’l-Cema’a” grubunun faaliyet gösterdiği Cabo Delgado Vilayeti ile uzak köylerine uzanan alana sevk edilen bölgesel güçler ve örgüt liderliğinde sorunlar sebebiyle; daha küçük ve hareketli grupların yeniden yapılanarak saldırılar gerçekleştirdiğini, bu küçük çaplı saldırıların kaotik şekilde arttığını belirtiyorlar. Ehl-i Sünne ve’l-Cema’a grubunun saldırıları sebebiyle 800 binden fazla insanın yaşadıkları yerlerden göç etmek zorunda kaldıkları raporda aktarılıyor.
Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde IŞİD’e biat eden grubun adı ise “Müttefik Demokratik Güçleri”. [af] Not: Cihad hareketleri her ne kadar demokrasiyi, şeriata alternatif, Batılı Hıristiyan medeniyetinin tahakkümü olarak görüp, bunu yönetim sistemini tağut ilan etseler de IŞİD’in bu isimli biatı kabul etmesi oldukça ilginç [/af]Seka Baluku tarafından yönetilen MDG, Uganda sınırındaki merkez karargahlarını ülkenin iç kısımlarına çekti. Uganda ve Kongoluların çoğunlukta olduğu bu örgüte Tanzanya, Kenya, Ruanda, Burundi ve Somali’den de katılımlar var. Bu savaşçıların çoğunun geçmişte birden fazla cephede savaş deneyimi bulunuyor. Hatta öyle ki MDG’ye bağlı dört Ugandalı, Suriye’ye giderek orada IŞİD’e katılmaya çalışılırken tutuklandı.
Doğu Afrika;
Ekim ve Kasım 2021’de Uganda’daki bombalamaların ardından tutuklanan MDG üyesi Kabanda Abdullah Musa’nın 2010 yılında eş Şebab üyesi iken Kampala’daki çifte bombalamaya karıştığı ve ayrıca MDG’nin Uganda operasyonlarının beyni olduğu belirtiliyor. BM, örgütün mali kaynaklarının engelenmesindeki zorluğu; Ugandalı yerli tüccarlar ve Güney Afrika gibi başka ülkelerde çalışan Kenyalı ve Ugandalı göçmenlerin örgütü sağladıkları nakit akışı olarak gösteriyor.
Somali’de el Kaide’ye biatlı ve uzun yıllardır faaliyet gösteren, Hareket eş-Şebab el-Mücahidin ya da Türkçe olarak Mücahit Gençlik Hareketi olarak çevrilen, kısaca eş Şebab’ın 2022 yılının başından itibaren büyük saldırılar gerçekleştirdiği ve bunların yüksek seviyeli hedefler olduğu BM tarafından belirtiliyor. BM üyesi ülkelere göre hareketin 7 ila 12 bin arasında bir savaşçısı olduğu aktarılıyor. [af] Eş Şebab’ın güncel durumu için kısa özet; https://bit.ly/3OrNMfE [/af] Eş Şebab’ın finans kaynağı ise bir devlet gibi Somali’nin tüm ekonomik kollarını vergilendirmesine dayanıyor. Yıllık 50 ila 100 milyon dolar kazanan eş Şebab bunun yaklaşık 24 milyon dolarını askeri harcamalarına ayırıyor. Bir BM üyesi devlet ise eş Şebab’ın daha özgür davrandığını hatta elde ettiği gelirle el Kaide’yi doğrudan desteklediğini belirtiyor. [af] Konu ile ilgili olarak “el Kaide’nin yeni dönemi: Parçalanıyor mu?” başlıklı 13.09.21 tarihli yazım; https://bit.ly/3aTTrxs [/af]
IŞİD’in Somali’deki varlığı ise doğudaki Puntland Özerk Bölgesi’nde bulunuyor. Eş Şebab’ın kendisine yönelik gerçekleştirdiği operasyonlar sebebiyle örgütteki savaşçı sayısı 200 ila 280 arasında. El Karrar Ofisi’nin bulunduğu bu yapılanmanın başında ise bir dönem eş Şebab’ın dini önderleri arasında yer alan, Ekim 2015’te IŞİD’e biat ettiğini açıklayan Abdül Kadir Mumin bulunuyor. Yerel bir Puntlandli olan Mumin’in aynı zamanda İngiltere vatandaşlığı da bulunuyor.
BM üyesi ülkelerin değerlendirmelerine göre el Karrar Ofisi aynı zamanda Suriye-Irak ve Afganistan’a mali akışın sağlandığı bir bağlantı noktası. Afganistan’a gönderilen paranın Kenya’dan da bağlantılı şekilde Yemen’de üzerinden bir diğer iddia ise İngiltere’deki bir hücre kullanılarak akışın sağlandığı yönünde. IŞİD’in bu ülkedeki kazancı yine vergilendirme ve denizcilik sektörünün gasp edilmesine dayanıyor. Buradan Afganistan’a gönderilen nakit, o bölgedeki IŞİDçilerin maaşlarına ve silah alınmasında harcanıyor.
Batı Afrika;
Mağrib el Kaidesi’nin Sahil’de faaliyet gösteren kolu Nusret’ül İslam ve’l-Müslimin Cemaati (NİMC), Cezayir’deki el Kaide çekirdeğiyle stratejik ilişkilere sahip Ebu Ubeyde Yusun el Enabi künyeli Yezid Mebrak’ın önderliğinde, yerel halkların da desteğini alarak Atlantik Okyanusu sahiline doğru kontrolünü artırarak ilerliyor. İyad Ag Ğali ise geçtiğimiz beş yıl içerisinde el Kaide’nin şemsiye yapılanması olan NİMC bünyesinde birden fazla grubu toparlayan stratejinin mimarı. Kendisinin yardımcılığını yapan Sidan Ag Hitta, Mağrib el Kaidesi’nin Cezayir’den Mali’ye taşınmasında rol oynamış, lojistik ve operasyonel alanlarda mühim bir kimse. Diğer yardımcısı Amadu Kufa ise kurmaylık göreviyle Macina’dan başkent Bamako’ya kadar ki yaklaşık 400 kilometrelik alanda etkisini gösteriyor. Timbuktu lideri Talha el Libi lojistik destek verirken, Menaka lideri Faknane Ag Taki ise Sahra Çölü IŞİD’i ile savaşıyor.
Burkina Faso’da 24 Ocak tarihindeki darbeyle NİMC bu ülkede eylemlerini yürüten Ensarü’l İslam ile doğrudan temas sağlamayı başardı. Bu örgütün lideri Cafer Diko, NİMC’e katılırken, Seku Muslimu ise NİMC’in Burkina Faso lideri olarak iki örgüt arasındaki irtibat görevlisi olarak faaliyet gösteriyor. NİMC’nin Fildişi Sahili, Senegal ve Togolu savaşçıları aynı zamanda Burkina Faso’da eğitim görüyorlar.
NİMC’in başlattığı operasyonla Sahra Çölü IŞİD’inin Mali ve Nijer sınırı arasında itilmesi ile Tuaregler ve yerel silahlı grupların kendilerine katılmayı reddetmesiyle onlara karşı savaşan Sahra Çölü IŞİD’i, Mayıs ayı sonunda Menaka’nın doğusuna saldırarak burada kendisi için bir alan oluşturmaya çalışıyor.
IŞİD Batı Afrika Vilayeti (IŞİDBAV) ve el Furkan Ofisi lideri olan Ebu Musab el Barnavi’nin ölüp ölmediği hala BM üyesi ülkeler arasında mutabık kalınamayan noktalardan bir tanesi.
Kuzey Afrika;
Terör suçundan dolayı hapis yatan kişilerin yakında salıverilecek olması ve başka ülkelerde aynı suçtan hapis yattıktan sonra bırakılan kişilerin oluşturacağı tehdit sebebiyle BM üyesi devletler endişelerini dile getiriyorlar.
IŞİD’in Mısır’daki Sina Çölü’nde bulunan, yaklaşık 500 kişiden müteşekkil kolu Ensar Beytü’l Makdis (EBM) grubu Gazze sınırındaki Refah şehrinden, Sina Yarımadası’nın merkezindeki birçok bölgede varlıklarını bulunduruyor. Buradaki beş farklı noktalardaki saldırılarına ek olarak doğalgaz boru hattını hedef almaları, belediye işçilerini kaçırmaları gibi faaliyetleri de bulunuyor. 2022 yılının ilk altı ayında birçok saldırı gerçekleştirip, 18 Mısır askerini öldürmesine rağmen BM üyesi ülkeler, Kahire’nin bedevi aşiretlerle işbirliği yaparak IŞİD’e karşı yürüttüğü operasyonların başarılı olduğunu belirtiyorlar.
IŞİD’in Libya kolu ise ülkenin güneyinde sayısı 100 kişiden az olacak şekilde varlığını çeşitli silahlı gruplara saldırarak sürdürüyor. Ülkenin kuzeyindeki Beni Velid şehrini lojistik, Tunus sınırındaki Sabrata’yı da yabancı savaşçıları bünyesine dahil etmek için kullanmak istiyor. Amerikan Afrika Komutanlığı’nın (AFRICOM) saldırılarıyla liderlerini kaybeden IŞİD, bu sebeple bölgede oldukça güç kaybetti. Libyalı güvenlik güçlerinin güneydeki tespitinden kaçmak için IŞİD, küçük gruplara dağılıp bölgeye yayılarak faaliyetlerini sürdürmeye çalışıyor. Öte yandan Sahil, Somali ve Sudan’daki IŞİD kollarıyla irtibat kurduğu düşünülüyor. BM üyesi bir ülke IŞİD’in komşu ülkelerdeki göçmenleri eğitmek istediğini, bir diğer üye ülke de Nijerya’daki gruplarla bağlantısı olduğu ve Çad Gölü Havzası’ndaki IŞİD Batı Afrika içerisinde Libyalı savaşçıların olduğunu belirtiyor.
El Kaide’nin Libya’daki faaliyetleri ise aşiretlere dayanıyor. Ülkenin merkezi ve güneybatısını, Mali’nin kuzeyine takviye kuvvetler sevk etmek için kullanıyor. Bu bölgedeki Ubari ve Sabha şehirleri ise örgütün en güçlü olduğu kaleler.
Irak ve Levant;
3 Şubat 2022 tarihinde IŞİD lideri Emir Muhammed Said Abdül Rahman es Selbi’nin Türkiye sınırını yakın Atme’de Amerika tarafından öldürüldü. Örgüt, 10 Mart’ta yaptığı açıklamada bunu onaylamakla birlikte nerede ve nasıl olduğunu belirtmeden sözcü Ebu Hamza el Kureyşi’nin de artık yaşamadığını açıkladı lakin bir BM üyesi ülke sözcünün Kasım 2021’de Halep bölgesindeki bir hava saldırısıyla öldürüldüğünü söylüyor. Hiçbir devlet yeni IŞİD lideri Ebu Hasan el Muhacir’in gerçek kimliğiyle alakalı fikir birliğine varamazken bu makamla alakalı iki isim var; kendisini halife ilan eden Ebu Bekir el Bağdadi’nin kardeşi Cuma Evvad İbrahim el Bedri ve Dr. Zeyd mahlaslı Beşar Hattab Gazal es Sumayday.
Bazı BM devletleri Beşar es Sumayday’ın etkili bir ideolog ama IŞİD içerisinde üst düzey operasyonlar konumlarda bulunmadığını bu sebeple de lider olamayacağını belirtiyorlar. Bazı BM devletleri Beşar es Sumayday’ın Mayıs ayında İstanbul’da tutuklandığını söylerken diğerleri ise yakalanmadığı kanaatinde. IŞİD’in yeni lideri için ise Iraklı olan ve örgütün tüm vilayetlerinden sorumlu Abdül Rauf el Muhacir olduğu bazı BM üyesi devletlerce öne sürülüyor.
Suriye ve Irak bölgesinde 6 ila 10 bin arasında IŞİDçi olduğu düşünülüyor. İki devlet arasındaki sınırda güvenliğin sağlanamaması sebebiyle bu hat kaçakçılıkta kullanılıyor. Ve IŞİD bu bölgede hala eylemlerine devam ediyor. 20 Ocak tarihinde 5 bin IŞİDçinin tutulduğu Haseke’deki hapishanede çıkan isyanda 100 ila 300 savaşçının ya Bediya’ya (çöl bölgesi) ya da Irak’a kaçtıkları belirtiliyor.
İdlib bölgesinde el Kaide ile bağlantılı Hurraseddin’in birkaç yüz savaşçısı olduğu, yabancılardan oluştuğu, bazılarının geçmişte Afganistan’a gitmeye çalıştığı ama bunu gerçekleştiremedikleri rapor ediliyor. BM üyesi bir devlet ise grubun lideri Faruk es Suri künyesli Semir Hicazi’nin 2020 ya da 2021 yılında el Kaide’nin Hıttin Şurası’na dahil olduğu belirtiliyor.
IŞİD’in Irak’taki hücreleri; çöl, dağlar ve yerleşim yerlerinden uzakta bulunuyor. Sadece güvenlik güçlerine değil aynı zamanda ülkenin altyapı, üstyapı ve tarım alanlarına saldırıyorlar. 2022 Ramazan Ayı’nda eski lider ve sözcünün intikamını almak için saldırılar gerçekleştirdiler. Ekim 2021’de tutuklanan IŞİD’in maliyesinden sorumlu, liderin yardımcısı ve üst düzey bir komite üyesi Sami Cesim Muhammed el Caburi’nin yakalanışı birçok BM üyesi devlet tarafından örgütte aksaklıklara yol açtığı ve artık maliyenin birden fazla kişi tarafından yönetildiği ifade ediliyor.
Arabistan Yarımadası;
Yemen merkezli Arap Yardımadası el Kaidesi’nin (AYK) bölgedeki eylemleri haricinde uluslararası saldırı kabiliyetini geliştirmeye çalıştığı BM tarafından belirtiliyor. Destekçi toplamak isteyen AYK, Yemenli aşiretlerle birleşmeye çalışıyor. Yemen’deki el Kaide varlığı, bilhassa üst düzeylerin de olduğu; Ma’rib, Abyan ve Şabva’da bulunuyor. Buralar ek olarak Hadramut, el Cavf ve Mahre’de de varlık gösteriyorlar. BM üyeleri AYK’nın savaşçı gücünü biraz yabancı olmakla birlikte birkaç bin olduğunu belirtiyorlar. AYK’nın maddi gelirini; fidye, yağma ve ülke dışında yaşayanlardan gelen nakitlerden oluşturduğu aktarılıyor. BM üyesi bir ülke ise AYK’nın ayrıca denizde de operasyon yapma gücünü geliştirmeye çalıştığına işaret ediyor.
Ocak 2022’de AYK askeri komutanı Ebu Umeyr el Hazremi künyeli Salih bin Salim bin Ubeyd Ebulan yapılan hava saldırısında öldürüldü. AYK ayrıca Beyda’ ve Ma’arib’teki Husi güçlerini yönelik küçül saldırılar gerçekleştiriyor. Örgüt idari olarak şuralara bölünerek çalışıyor; askeri (yöneticisi Sa’ad bin Atif el Evlaki), güvenlik, hukuk, tıp ve medya. AYK’nın medya organı, el Kaide’nin propaganda çalışmalarının en güçlü kolunu oluşturuyor. Bu ekip üstlenin saldırı bildirileri, biyografiler, ölenlerin anılması ve yalnız kurt saldırılarını teşvik etmek üzere çalışmalar hazırlıyor.
AYK’nın varlığı IŞİD’in Yemen kolunu gölgede bırakması, savaşçıların silahlı aşiret güçlerine bağlanması, liderlik ve kaynak yoksunluğu gibi durumlar örgütün son zamanlarda eylemlerde bulunmamasına sebep oldu. BM bu noktada Yemen’deki IŞİD varlığını değerli kılan hususun Ümmü’l Kurra Ofisi’nin aslında Somali’deki el Karrar Ofisi’nin işlerini kolaylaştırmak olduğu görüşü üzerinde duruyor.
Avrupa;
BM üyesi devletler, Avrupa’ya yönelik tehdidin orta düzeyde olduğunu, buradaki saldırganların IŞİD ve el Kaide ile organik bağları olmasından ziyade operasyonel ve ideolojik anlamda bağımsız olduklarını belirtiyorlar. IŞİD’in Avrupa’da üstlendiği saldırıların aslında akıl sağlığı sorunları yaşayan ve örgütle hiçbir şekilde bağlantısı olmayan kişiler üzerinden yapıldığını belirtiyorlar. Hem IŞİD ve el Kaide’nin Avrupa’da eylem yapılma çağrılarını azaltması hem de bu örgütlerin kıtada kısıtlı kaynakları olması saldırıların artık olmamasına sebep olan unsurlardan. 2 Mart’ta Fransız-Korsikalı bir milliyetçinin başka bir mahkum tarafından bıçaklanarak öldürülmesi gibi temelinde dine hakaret yatan vakalar bulunuyor.
IŞİD’in “the Beatles” diye anılan tutuklu savaşçıları ve Bataclan saldırısı sebebiyle Fransa’da yargılananların olması örgütün Avrupa’dakileri kendi safına çekmesini oldukça zorlaştırdı. IŞİD yeni savaşçılar kazanmak için özel sohbet odalarını tercih ederken el Kaide, “al Kifah Media” adlı Fransızca dilinde yayınlanan bir dergiyle çalışmalarını yürütüyor.
Fransa, İspanya, İngiltere ve Belçika başta olmak üzere Avrupa’daki hapishanelerde aşırıcılaşmanın yaşanması Avrupa için tehlike görülüyor. 2015 yılından önce Suriye’ye gitmeye çalışan tutukların 2025 yılına kadar salıverilmeleri bekleniyor. Suriye’den Avrupa’ya dönen IŞİDçilerin kuracakları hücrelerle daha komplike saldırılar yapabileceği görüşü BM üyesi birçok ülkede hakim. 2021 yılının sonlarında İspanya, ikisi IŞİDçi sekiz Cezayirli tutukladı. IŞİD’in Cezayir’deki kolu Cundü’l Hilafe’ye bağlı bu iki kişi Akdeniz’deki kaçakçılık yollarından İspanya’ya ulaşarak burada makineli tüfek almaya çalışırken yakalandılar. Aynı rotayı kullanan İngiliz IŞİDçi Abdülmecid Abdül Bary de Nisan 2020’de İspanya’da tutuklanmıştı. [af] IŞİD ve el Kaide’nin İspanya’daki varlığı dair kısa tefrika; https://bit.ly/3vckjzD [/af]
BM üyesi bir devlet ise Kosova’da faaliyet gösteren onlarca Körfez merkezli ve yerelde aşırıcılığı yayan STK’nın varlığına ek olarak ülkeye 150 yabancı savaşçı da geri döndüğüne dikkat çekiyor.
Orta ve Güney Asya;
BM, Afganistan’daki durumun karmaşıklığını koruduğunu belirtiyor. El Kaide’nin ise Taliban ile danışmanlık rolü oynadığını ve yakın olduklarını bildiriyorlar. El Kaide üyelerinin geçmişten beri bulundukları Afganistan’ın doğu ve güney bölgelerinde hala varlıklarını sürdürdüklerine, bazı BM üyeleri önemli üyelerin batıdaki Ferah ve Herat vilayetlerine geçtiklerine ve bir BM üyesi devlet de el Kaide’nin ülkenin kuzeyine kaynakları artırıp yeni savaşçılar edinmek için yerleşmek istediğine dikkat çekti. El Kaide’nin Afganistan’daki tek faaliyeti ise diğer bölgelerdeki özerk kollarına tavsiye ve desteklerde bulunmak. Hint Altkıtası el Kaidesi’nin; Pakistan, Myanmar, Bangladeş ve Hindistan’dan gelen 180 ila 400 savaşçısının olduğu tahmin ediliyor.
El Kaide’nin Afganistan dışı operasyonlar yapmasının yakın dönemde mümkün olmaması Taliban’ın engeli ve kapasite eksikliği olarak görülüyor. Şehab el Muhacir künyeli Sanaullah Gafari, IŞİD’in Horasan Vilayeti lideri olarak görülüyor. BM üyesi bir devlet ise liderlik kadrosu için; yardımcılık pozisyonunda Mevlevi Hanas künyesi Mevlevi Recep Selahiddin, sözcülükte Sultan Aziz Azzam, mali işlerin başında Ebu Muhsin, eğitimin başında Kari Şehadet, istihbarat şefliğinde Kari Salih ve askeri operasyonların sorumluluğunda ise Kari Fatih bulunyor.
El Sıddık Ofisi’nin başında IŞİD’in merkez yönetiminin eski bir parçası olan Ebu Ahmed el Medeni künyeli Şeyh Temim el Kurdi bulunuyor. Vilayetlerden sorumlu yönetici olarak yeni pozisyona atanarak, 2020 yılında Afganistan’a gönderildi. BM’nin görüşüne göre IŞİD için Afganistan’ın önemi “büyük hilafet projesini” gerçekleştirmek için büyük bir bölgede yayılma alanı görmesiyle alakalı.
IŞİD bu ülkede kendisini güçlendirmek için mevcut durumdan rahatsız Taliban savaşçılarını ve yerel etnik gruplarını saflarına dahil etmeye çalışıyor. Birçok BM üyesi devlet, IŞİD’in aylık daha yüksek maaş ödemesi sebebiyle kişileri örgüt bünyesine aldığını bildiriyor. IŞİD, Afganistan’ın kuzey ve doğusunda varlığını artırıyor. Orta Asya’dan gelen savaşçıların faaliyetleri kuzeyde artış gösteriyor. Her ne kadar Nisan 2022’de IŞİD’in Tacikistan ve Özbekistan’a yaptığını iddia ettiği roket saldırılarını bu iki ülke reddetse de benzer saldırıların gerçekleşme ihtimali bulunuyor. Bunun yapılmasındaki amaç ise Taliban’ın sınırları koruyamadığı düşüncesini oluşturmak ve yeni savaşçıları bölgeye çekmek.
Güney-Doğu Asya;
IŞİD ve el Kaide ile bağlantılı güney ve doğu Asya’daki grupların tehlikesi büyük ölçüde gerilirken, yalnız kurtlar ve Filipinler’deki bazı bölgeler hala tehdit olmaya devam ediyorlar. Filipinler’de ise IŞİD’in 200 civarında savaşçısı bulunuyor, liderliğini ise Jer Mimbantas ve Faharudin Hadji Satar künyelerine sahip Ebu Zekeriya yapıyor.
BM raporu “Etki Değerlendirmesi” başlığı altında çıkarılan resmi kararlar, uygulanan ambargolar, yaptırımlardan bahsederek nihayetinde alınması gereken önlemler ve tavsiyelerle bitiriliyor.
Leave a Reply