Lübnan’ın İsrail’e Karşı İstihbarat Mücadelesi

İsrail’in kurulduğu 1948 yılından beri Lübnan, kuzeyden bir baskı unsuru olarak her daim Tel Aviv’in sıkı güvenlik faaliyetleri yürütmesi gerektiği bir komşu ülke olageldi. 1948 Savaşı sırasında Lübnan Devleti’nin kısıtlı katılımı haricinde Lübnan Silahlı Kuvvetleri, İsrail ile veyahut İsrail’e bir operasyon gerçekleştirmeye tekrar hiç kalkışmadı. Her ne kadar ciddi bir konvansiyonel tehdit oluşturmasa da Lübnan ile İsrail ateşkes halinde olmakla birlikte bu iki ülke 1949 yılından beri savaş halinde. [af] https://www.dawn.com/news/1672588/lebanon-arrests-21-in-israeli-spy-networks-busts [/af]  Tel Aviv’e yönelik olabildiğince askeri bir mücadelen ziyade lojistik güç ve barınak olma özelliği sebebiyle 1956 Krizi, 1967 ve 1973 savaşlarında Lübnan ile İsrail sınırında ciddi bir askeri vaka gerçekleşmedi. İsrail’in günümüzde Lübnan’da geniş casusluk ağları kurması, tıpkı geçmişteki gibi bir güvenlik zaafiyeti hissetmesiyle alakalı. Askeri harekatlar yürüterek geçmişteki zaafiyetini gidermeye çalışan Tel Aviv, günümüzde askeri seçenekten ziyade istihbari faaliyetleri Lübnan’da öncelik haline getirmiş vaziyette. Bu sebeple İsrail’in haber toplama ve Lübnan’ın karşı-casusluk faaliyetlerine yönelik yaklaşım beraberinde geçmişteki askeri hareketlilikleri  incelemeyi gerektiriyor.  İsrail’in günümüzde Lübnan’da geniş casusluk ağları kurması, tıpkı geçmişteki gibi bir güvenlik zaafiyeti hissetmesiyle alakalı. Askeri harekatlar yürüterek geçmişteki zaafiyetini gidermeye çalışan Tel Aviv, günümüzde askeri seçenekten ziyade istihbari faaliyetleri Lübnan’da öncelik haline getirmiş vaziyette. Bu sebeple İsrail’in haber toplama ve Lübnan’ın karşı-casusluk faaliyetlerine yönelik yaklaşım beraberinde geçmişteki askeri hareketlilikleri  incelemeyi gerektiriyor. 

İsrail’in Lübnan’daki Askeri Harekatları

1964 yılında kurulan Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Ürdün merkezli şekilde İsrail’e karşı başlattığı gerilla operasyonlarının önemli bir cephesi ise Lübnan oldu. Bu ülkede bulunan yüzbinlerce Filistinli mülteci sebebiyle söz konusu kamplar, FKÖ ve diğer Filistinli direniş grupları için doğrudan bir milis kaynağı teşkil ediyordu. Bu sebeple de 1960lı yılların sonlarına doğru Lübnan’ın güneyinden İsrail’in kuzeyine FKÖ saldırıları başladı. İsrail’in FKÖ’ye karşılık vermek maksadıyla Lübnan’ın çeşitli bölgelerine, bilhassa Beyrut Havaalanı ve daha birçok noktaya hava saldırıları düzenlemesi Lübnan Silahlı Kuvvetleri ile FKÖ’yü karşı karşıya getirdi. [af] Rami Siklawi. (2017). “The Palestinian Resistance Movement In Lebanon 1967–82: Survival, Challenges, and Opportunities”. Arab Studies Quarterly, 39, No. 3, s. 925 [/af]  FKÖ’nün iç güvenlik ve politika meselesi haline gelmesine rağmen İsrail ile mücadele etmeye devam etmesi, Tel Aviv’in biri sınırlı diğeri ise başkent Beyrut’a kadar ulaştığı iki askeri harekat yapmasına sebep oldu. Bu harekatların öncesinde ise İsrail Özel Kuvvetleri; Sayeret Matkal ve Sayeretet 13’e bağlı operatörler, Lübnan’ın iki sahil şehri olan Beyrut ve Seyda’daki Filistin direniş gruplarının karargahlarına baskın gerçekleştirerek, Münih saldırısının intikamını almak amacıyla “Gençlik Ruhu Operasyonu”nu düzenlediler. [af] https://militaryview.com/operation-spring-of-youth-of-idf-in-1972 [/af] Havadan ve karadan küçük saldırıların direniş gruplarının topçu atışlarını kesmediğini anlayan İsrail,  güvenli bir bölge oluşturmak amacıyla Lübnan’a kara operasyonları gerçekleştirme kararı aldı. 1978 yılında gerçekleştirdiği Lübnan’ın güneyindeki Litani Nehri’ne kadar ki hat dahilinde kontrolün sağlanmak istenmesi sebebiyle “Litani Operasyonu” adını alan bu harekat ile kendi destekledikleri Güney Lübnan Ordusu’nu (GLO) bölgeye yerleştirildiler. Lakin, FKÖ ve Lübnanlı müttefiklerinin operasyonlara devam etmeleri sebebiyle bunun yeterli gelmediğini gören Tel Aviv, 1970 yılında Ürdün’den çıkarılarak Beyrut’a taşınan FKÖ merkez karargahı ve Yaser Arafat’ı Lübnan’dan atmak için 1982 yılında çok daha geniş kapsamlı olan “Galile İçin Barış Operasyonu” ile hava ve karadan ilerleyerek başkente kadar ulaştı. [af] Yaniv, A., & Lieber, R. J. (1983). “Personal Whim or Strategic Imperative?: The Israeli Invasion of Lebanon”. International Security, 8, No. 2, s. 130 [/af] 

Bu ilerleyişin ardından Lübnan’ın güneyinde 2000 yılına kadar devam edecek olan, kendi desteklediği milislerden teşkil  bir güvenli bölge kuran Tel Aviv, Şam ile yürüttüğü görüşmeler ve bu süreçte kurulan Hizbullah’ın hem yoğun gerilla saldırıları hem de örgütün sahip olduğu roket sistemlerinin menzilleri nedeniyle, burada kurduğu bölgenin gerekli olmadığına kanaat getirerek 24 Mayıs 2000 tarihinde Lübnan’dan çekildi. [af] Norton, A. R. (2000). “Hizballah and the Israeli Withdrawal from Southern Lebanon”. Journal of Palestine Studies, 30, No. 1, s. 31 [/af] 

İsrail’in görünür şekilde Lübnan’dan çekilmesi, tamamiyle bu ülkedeki faaliyetlerinin biteceği anlamına gelmiyordu. Zira halkın belirli kesimi  ve doğrudan İran’ın büyük desteğine sahip yeni düşmanı Hizbullah’ın varlığı Filistinlilere nazaran Tel Aviv’i daha da endişeye sevk ediyor. Öte yandan diğer Filistinli direniş grupları da Lübnan’daki varlıklarını devam ettiriyorlar, Gazze’deki Hamas çoktan Lübnan’daki mülteci kamplarında varlıklarını sürdürüyorlardı. İsrail artık 2000 yılı ve öncesine nazaran daha hassas operasyonlar yürütmeli, askeri gücünü kullanabilmek adına MOSSAD’ın bilgi toplama yeteneğini kullanarak kendisine hedef ve tehlike olarak gördüğü yapılanmaların içine daha fazla sızması gerektiğine karar verdi. Esasen, 1980 yıllarda bunu başarmışlardı da. Lübnan’ın güneyinde yaşayan İbrahim Yasin isimli bir çobanın Hizbullah ile olan kişisel husumeti, onu MOSSAD ve İsrail Askeri İstihbaratı ile çalışmaya itti. Onların talimatı üzerine Hizbullah’a katılan Yasin, örgüt içerisinden İsrail’e bilgi akışı sağladı. On dört yıl süren casusluk faaliyetinin ardından 1997 yılında açığa çıkmasıyla İsrail’e kaçan İbrahim Yasin, Yahudi olup Avraham Sinai adını aldı. [af] http://actafabula.net/faithful-jew-who-was-a-spy-in-hezbollah/ [/af] İsrail, İbrahim’in haricinde Lübnan’dan çekildikten sonra geride onlarca casus da bırakarak faaliyetlerini sürdürmeye devam etti.

Lübnan’da Espiyonaj ve Karşı Casusluk Faaliyetleri

Geçtiğimiz günlerde yapılan açıklamayla Lübnan güvenlik güçleri beş haftalık bir operasyonla İsrail’e karşı casusluk operasyonları gerçekleştirdiğini duyurdu. Lübnan’ın resmi olarak ‘İç Güvenlik Müdürlüğü’ adıyla bilinen Jandarma gücüne bağlı olan ve terörle mücadele, karşı-casusluk ve espiyonaj faaliyetleri yürüten [af] Saliba, Amine. “The Security Sector in Lebanon: Jurisdiction and Organization”. The Carnegie Endowment for International Peace, s. 18 [/af] istihbarat birimi, Haber Şubesi (شعبة المعلومات), bir aydan uzun süre boyunca gerçekleştirdiği operasyonla İsrail için çalışan 17 casusluk ağını ortaya çıkarıp, bu hücrelere bağlı otuz beş kişiyi sorgulayarak, yirmiden fazla kişiyi de tutukladı. [af] https://english.alaraby.co.uk/news/lebanon-dismantles-largest-israeli-spy-network [/af] Lübnan’ın 2009 yılından beri İsrail’e karşı gerçekleştirdiği en büyük karşı-casusluk operasyonu olan bu faaliyet, aynı zamanda Haber Şubesi’nin güvenliğini de yakından ilgilendiriyor. Tel Aviv’in güvenlik tehdidi algısının başını çeken Filistinli direniş grupları ve Hizbullah’a karşı kullandığı casus şebekeleri, Lübnan’ın çeşitli istihbarat birimleri tarafından defalarca ve sık şekilde açığa çıkarılarak tutuklanıyor. MOSSAD bu sefer kurduğu casusluk şebekeleriyle, kendisine yönelik yapılan karşı-istihbarat faaliyetlerini takip edebilmek için Haber Şubesi’ne de casus sızdırmayı başardı. Hatta öyle ki bu casusların üst düzeylere de oldukça yakın oldukları aktarılıyor. [af] https://www.jpost.com/breaking-news/article-695047 [/af]

 

Açığa çıkarılan bu casusluk şebekelerinde Lübnan’daki çeşitli din ve etnik unsurdan insanlar olmakla birlikte Suriyeliler ve Filistinliler de bulunuyor. Şam’da tutuklanan bir Suriyeli, şehirdeki sivil, askeri ve ticari bölgeleri izlerken, şehre ait çeşitli haritaları da MOSSAD’a aktarıyordu. Verdiği ifadede ise İsrail’e çalıştığını bilmediğini de belirtiyor. Öte yandan on iki casus ise İsrail’e çalıştıklarını bildiklerini kabul ederken, geri kalanları da küresel şirketler ve STK’lara bilgi akışı sağladıklarını iddia ediyorlar. Bu sebeple STK’lara bağlı çalışan çok sayıda kişinin bu casusluk ağının parçası olduğunun tespit edildiği bildiriliyor. Şebekelerin ortaya çıkarılmasında yaşanılan bir ilginç nokta ise Hizbullah içerisindeki ajan. Hizbullah esasen kendi istihbarat organlarına sahip bir parti. Bu birimler; Karşı Güvenlik (Emn el-Muddad), Dış Güvenlik (Emn el-Harici) ve Parti Güvenliği’nden (Emn el-Hizb) oluşuyor. [af] Carl Anthony Wege (2012). “Hizballah’s Counterintelligence Apparatus”. International Journal of Intelligence and CounterIntelligence, Vol. 25, No. 4, s. 773 [/af] Hizbullah’ın istihbarat oluşumları doğrudan İran ve Şam’dan destek alırken, Lübnan istihbarat servisleriyle de irtibat halinde. Hizbullah kendisini doğrudan ilgilendirdiğini düşündüğü bir durumla karşı karşıya kaldığı vakit, kendi istihbarat birimlerini kullanarak konuyu ele almakta ve kendi yöntemlerini kullanarak bunu çözmeyi amaçlamaktadır. Bu sebeple Hizbullah’ın kontrolündeki bölgelerde bulunan gözaltı merkezlerinde kuşkulanılan şahıslar sorgulamalara tabii tutulmaktadır. Geçtiğimiz günlerdeki karşı casusluk operasyonlarında da benzer bir durum yaşandı. Parti kendi içerisindeki bu ajanı, Lübnan’ın adli ve güvenlik kurumlarına teslim etmeyi reddetti. Kendi sorgulamalarının ardından İsrail’e çalışan bu kişinin Lübnan devletine teslim edileceği düşünülüyor. Bu operasyonlar kapsamında tutuklanan kişiler ise İsrail istihbarat personelleriyle sosyal medya üzerinden iletişime geçerek, bu platformlarda eğitiliyorlar. İstihbaratçılar ve casuslar arasındaki iletişim; sohbet odaları, çeşitli internet siteleri ve telefon aramaları vasıtasıyla gerçekleşiyor. Lübnanlı bir kaynağın basına verdiği demeçte ülkedeki tarihi derin ekonomik krizin, istihbarat servislerinin bu tür casusluk şebekelerini kurmayı kolaylaştırdığını belirtiyor. [af] https://dunyanews.tv/en/World/639218-Lebanon-arrests-21-in-Israeli-/’spy-networks/’-busts [/af] 

 

İsrail’e çalışan casusluk şebekelerini açığa çıkarması sebebiyle Haber Şubesi’ni kutlayan Lübnan Başbakanı Necib Mikati, önleyici güvenlik ve karşı casusluğun önemine değinerek diğer güvenlik kurumlarının koordineli çalışmalarıyla ülkenin korunabildiğini ifade etti. Bu tutuklamalar sırasında ise Cumhurbaşkanı Mişel Aun, İsrail Hava Kuvvetleri’nin Lübnan hava sahasında yaptığı ihlallerle ilişkin dosyayı Dışişleri Bakanı Abdullah Bu Habib aracılığıyla BM Güvenlik Konseyi’ne iletilmesi için talimat vererek [af] https://www.naharnet.com/stories/en/287598-aoun-orders-complaint-against-israel-over-air-breach-as-spy-networks-busted [/af] Beyrut’un Tel Aviv’e karşı taşıdığı güvenlik hassasiyetini kamuoyuna ve uluslararası kuruluşlara gösterme gayreti içinde olduklarını gösterdi. Bu hamle aynı zamanda Cumhurbaşkanı Mişel Aun’un kendi nezdinde siyasi bir çıkar daha gözetiyordu.

2009 Operasyonları

2009 yılı öncesinde Lübnan’daki istihbarat mücadelesi doğrudan Hizbullah (İran ve Şam) ile İsrail arasında yaşanıyordu. Lübnan İç Savaşı’nın yaşandığı 1980li yılların ortasında ülkede Şam’ın yürüttüğü istihbarat faaliyetlerinin başına geçen Ebu Yo’rub künyeli Gazi Kenan, 2000 yılına kadar Lübnan’ı yöneten yegane isim oldu. 1990 yılında iç savaşın bitmesiyle herkesin zorunlu olarak Kenan’a boyun eğmesinin yanında, güvenlik kurumları ve bürokratlar, hükümete değil doğrudan Gazi Kenan’a rapor veriyorlardı. Cumhurbaşkanı seçimlerinde de aktif rolü olan Kenan, yirmi yıla yakın bir süre Lübnan’ın iç güvenlik ve politikasının oluşturulup yönetilmesindeki en etkin isim oldu. [af] https://www.meforum.org/meib/articles/0001_l5.htm [/af] İki yıl önce görüşme gerçekleştirdiğim Suriyeli eski bir muhaberat subayı da Gazi Kenan’ın tıpkı anlatıldığı gibi Lübnan’ın yöneticisi olduğunu ve kendisinin efsanevi bir istihbaratçı olarak görüldüğünü, aynı zamanda da sahip olduğu güç bakımından Hafız Esad’ın ardından gelen bir şahsiyet olduğunu belirtti. Bu sebeple, Lübnan’ın istihbarat servisleri belirli bir dönem son derece pasif rol oynarken, Şam’ın muhaberat personelleri ve destekledikleri Hizbullah’ın istihbarat elemanları, ülkede İsrail’e karşı faaliyet gösteren aktörler oldular. Hizbullah’ın yürüttüğü bu istihbarat mücadelesinde iki detay diğerlerinden daha çok göze çarpıyor; ilki İsrail Ordusu’nun yedek kuvvetlerinde Albay rütbesine kadar yükselerek emekli olan Elhanan Tennenbaum’un 2001 yılında kaçırılma olayı. Tennenbaum’u tanıyan ve Hizbullah için çalışan bir Filistinli, örgütün İsrail’e karşı kullanması için Tennenbaum’a sahte bir yasadışı iş öneriyor; uyuştucu kaçakçılığı. İsrail’e uyuşturucunun Lübnan’dan nasıl kaçırılabileceğini görüşmek için Beyrut’a giden ve bundan 200 bin Dolar alma düşüncesine sahip Tennenbaum, 2001 yılında Hizbullah tarafından yakalanarak, 2004 yılına örgüt tarafından hapis tutuldu. Almanya’nın araya girmesiyle salıverilen Tennenbaum’un hakkında İsrail’de yasal bir süreç başlatıldı. [af] https://www.ynetnews.com/articles/0,7340,L-3342436,00.html [/af] Bir diğeri ise Filistin davasının destekçisi olarak herkesçe bilinen, bir okulda idareci olan ama aslında 1983 yılından 2008 yılına kadar hem Lübnan hem de Suriye’de kara ulaşım yolları ile Filistinli gruplar ve Hizbullah’a ait konvoyların fotoğraflarını çekerek İsrail’e gönderen Ali Cerrah oldu. Ali Cerrah’ı ilginç kılan nokta ise kuzeni olan Ziad Cerrah’ın 11 Eylül günü İkiz Kuleler’e çarpan uçaklardan biri olan United Airlines’ın 93 sefer sayılı uçağını kaçıran el Kaide mensuplarından biri olması. [af] https://www.nytimes.com/2009/02/19/world/middleeast/19lebanon.html [/af] 

 

2005 yılında Refik Hariri Suikasti ile birlikte Şam ve Hizbullah’ın baskın rolleri azalarak, devlet kurumlarının görece daha güçlenmesiyle iç güvenlik bizzat Beyrut’taki hükümetin eline geçmeye başladı. Şam’ın 2005 yılında Lübnan’dan çekilerek ülke üzerindeki hegemonyasının bitmesi, ülkedeki kronikleşmiş güvenlik sorununun yeni bir merhaleye geçmesine neden oldu. Şam’ın korumacılığı olmadan varlığını sürdürmek zorunda kalan Hizbullah, önce 2006 yılında İsrail ile sonra da 2008 yılında karşıt siyasi partilerin silahlı oluşumlarıyla çatışmalar yaşadı. Lübnan içerisindeki güvenlik algıları değişime uğrarken, Şam’ın güdümünden sıyrılan Lübnan istihbarat servisleri artık ülke içerisindeki asayişi sağlamak maksadıyla kapasitesini artırma yoluna gitti. Buradaki en önemli gelişme de MOSSAD’ın ülke içerisindeki casusluk ağlarının açığa çıkarılmasıydı.

2009 yılındaki bu operasyonlar kapsamında yüzden fazla kişi tutuklandı [af] https://www.trtworld.com/middle-east/lebanon-busts-networks-allegedly-spying-for-israel-54259 [/af] ve bunların çoğunluğunu güvenlik personelleri ile telekomünikasyon çalışanları oluşturuyordu. Bu tutuklamaların en üst düzey ismi ise İç Güvenlik Müdürlüğü’nden emekli olan general Edib el-Elam oldu. Edib el-Elam on beş yıl boyunca İsrail’e çalıştığını ve Gazze merkezli İslami Cihad’ın iki komutanına yönelik Seyda şehrindeki suikast operasyonunu yöneten MOSSAD personelini Lübnan’dan çıkarmaya yardım ettiğini itiraf etmesinin [af] https://www.lebanese-forces.com/2009/04/20/44515/ [/af] ardından, savaş gazisi olan Özel Kuvvetler Okul Komutanı bir Albay ile Bekaa Vadisi’ndeki bir belediye başkan yardımcısı da İsrail ile çalıştıkları gerekçesiyle karşı istihbarat sürecinde gözaltına alınan önemli devlet çalışaları isimler oldu. [af] http://news.bbc.co.uk/2/hi/middle_east/8074848.stm [/af] Kamu görevlileri haricinde bu operasyonlarda farklı kesimlerden şahıslar da tutuklandı. Hizbullah’ın güçlü kalelerinden olan Lübnan’ın güneyindeki Nebatiye’de yaşayan iş insanı Mervan Fakih, örgüte sattığı onlarca arabaya takip ve dinleme cihazları yerleştirerek İsrail’in Hizbullah’ı gözetlemesini sağladı. [af] https://www.nytimes.com/2009/04/26/world/middleeast/26lebanon.html [/af] 2010 yılında Lübnan’ın en büyük iki mobil şebekelerinden birinde çalışan ve hassas bilgilere erişim imkanı olan bir teknisyenin, on beş yıldan uzun süredir İsrail’e bilgi aktardığının açıklanması, [af] https://www.bbc.com/news/10444459 [/af] MOSSAD’ın Lübnan’da kurduğu geniş casusluk ağlarının ülkede her yerde ve önemli noktalarda kümelendiğinin kanıtıydı. Öyle ki, İsrail’in 2006 Temmuz’unda vurduğu Hizbullah hedeflerinin, bu tutuklamalardaki çoğu kişi tarafından tespit edilerek Tel Aviv’e (MOSSAD veyahut İsrail Askeri İstihbaratı) aktarıldığı güvenlik kaynaklarınca o dönem medyaya aktarıldı. Lübnanlı üst düzey görevliler de bu süreçte basına verdikleri demeçlerde, birçok kilit noktada yaptıkları bu casusluk tutuklamalarının İsrail’in istihbarat faaliyetlerine ciddi bir darbe olduğunu ifade ettiler. [af] https://www.reuters.com/article/us-lebanon-israel-spying-sb-idUSTRE54P1Z420090526 [/af] 

 

İsrail’in casusluk ağlarına yönelik 2014 yılına kadar devam eden bu tutuklamalar, sonraki yıllarda da Lübnan istihbarat servisleri tarafından sürdürüldü. Her yıl en az birkaç MOSSAD ağı ortaya çıkarılmakta ve bu bir zincirleme olarak birbirini takip etmekte. Tutuklanan bir şebeke, sorgulamalardaki itirafları sonucunda başka ağları ifşa etmekte, en geç birkaç ay sonra diğer şebekelerin de Lübnan güvenlik güçlerince gözaltına alınmalarını sağlamakta. Genellikle faaliyetleri Hizbullah ve Filistinli grupları takip etmek olan bu casusluk ağlarının mensupları Türkiye dahil olmak üzere Batı ülkelerine giderek buralarda İsrail istihbarat personelleri tarafından eğitilmekte. 2017 yılında tutuklanan İki Nepalli ve bir Filistinlinin oluşturduğu casus şebekesi Türkiye, Ürdün, İngiltere ve Nepal’deki İsrail büyükelçiliklerine giderek burada istihbarat mensuplarıyla görüşmeler gerçekleştirmişti. [af] https://www.jpost.com/arab-israeli-conflict/five-alleged-israeli-spies-arrested-in-lebanon-479576 [/af] 

Hamas Yetkilisine Suikast Girişimi

Filistinli gruplar artık eskisi kadar Lübnan’da güçlü olamasalar da mülteci kamplarında ofisleri ve silahlı mensuplarıyla varlıklarını sürdürmeye, faaliyetlerini gerçekleştirmeye devam ediyorlar. Gazze’de hakimiyeti elinde bulunduran ve İsrail’e karşı mücadele veren Hamas, savaşın başını çekiyor. Bu kapsamda Gazze gibi Akdeniz kıyısında ve kolay çıkış olanağı bulunmayan coğrafi açıdan hapishaneden farksız konumdaki bir bölgeden ziyade Lübnan’da Hamas varlığının yürütülmesi, kurmaylar ve faaliyetleri icra eden mensuplar için alternatif bir mekan sunuyor. Bu ülkedeki Hamas varlığı da tıpkı Gazze’deki gibi Tel Aviv açısından kuşkusuz tehdit olarak görülüyor. 2018 yılında MOSSAD, Hamas’ın Lübnan’daki üst düzey isimlerinden olan Ebu Hamza künyeli Muhammed Hamdan’a suikast girişiminde bulundu. [af] https://twitter.com/Mucagcebe/status/952522441171103744 [/af] Aracına konan 500 gramlık bombadan son anda kurtulan Hamdan’a yönelik yapılan bu suikast girişimi faillerinin Türkiye’ye kaçtıkları Lübnan istihbaratınca belirlendi. Ankara ve Beyrut arasındaki koordinasyon sayesinde Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), MOSSAD ajanı Ahmed Bitiyya’yı Lübnan’a götürerek Haber Şubesi’ndeki meslektaşlarına teslim etti. [af] https://www.aa.com.tr/en/middle-east/turkey-hands-over-suspect-in-sidon-attack-to-lebanon/1039904 [/af] Bu meselede belirtilmesi gereken nokta ise Lübnan’ın başka ülkelerin istihbarat kurumlarıyla olan işbirliğini İsrail’e karşı kullanabilmesi. Akademisyen ve araştırmacı Muhanned el-Hac Ali, Lübnan’ın bir diğer istihbarat servisi olan Genel Güvenlik Direktörlüğü’nün Şefi Abbas İbrahim ile MİT Başkanı Hakan Fidan’ın güçlü ilişkilere sahip olduğunu belirtiyor. [af] http://actafabula.net/turkiye-icin-lubnanin-onemi/ [/af] 

 

Fransız mandası döneminde kurulan Lübnan istihbaratı, iç savaşın bittiği 1990 yılına kadar doğrudan Fransa ve Amerika’nın etkisi altında faaliyetlerini yürütmüştü. 1990 yılından 2005 yılına kadar olan süreçte ülke üzerindeki hamiliğin Suriye’ye geçmesiyle Lübnan istihbarat servisleri oldukça düşük etkinliklerde varlıklarını devam ettirebildiler. Bu dönemde ülkenin iç ve dış istihbaratı Şam’dan soruluyor, Suriyeli yöneticinin kontrolü altında çalışmalar yürütülüyordu. Bu hegemonya sürecinde ülkedeki statükocu sağ kanatın siyasi egemenliğinin kırılması aynı şekilde istihbarat servislerinde uzun süredir devam eden sağcı klik güçlerinin de zayıflamasına ve başka unsurların yükselerek diğer ülkelerle daha rahat iletişim kanalları sağlanmasına sebebiyet verdi. Buna ek olarak Lübnan rejiminin temelini oluşturan idaredeki etnik ve dini/mezhep dağılım aynı şekilde istihbarat servis yönetimi için de geçerli olmakta ve her servis başında olan lider ülkedeki farklı güçlü siyasiler tarafından desteklenerek bu makamlara gelebilmektedir. Bu sebeple 2005 yılında Lübnan’daki siyasi gelişmelerin ardından politika sahasındaki değişim benzer şekilde Lübnan’daki istihbarat servislerinin kendi kabiliyet ve varlıklarının genişlemesine, alanlarındaki yetkinliklerin artmasına, başka ülkelerdeki muadillerinin sahip oldukları olanaklara kavuşarak dünyanın en iyi istihbarat servislerinden biri olarak görülen MOSSAD’a karşı haber toplama ve karşı-casusluk faaliyetlerinin de benzer şekilde gelişmesini zorunlu kılmaktadır.

+ There are no comments

Add yours