YPG ve Türkiye merkezli Marksist-Leninist örgütler: ABD şemsiyesi altında ittifak

0 Shares

3 Ocak’ta Suriyeli Kürt haber ağları ve yerel kaynaklar, Haseke bölgesindeki Türkiye destekli Suriye muhalefeti ile ABD destekli YPG arasındaki cephe hattına yakın Haseke’nin Tel Tavil bölgesinde bir noktaya insansız hava aracı saldırısı düzenlendiğini bildirdi.

3 Ocak’ta yaşanan olay, neredeyse rutin hale gelen Türk insansız hava aracı saldırılarından biri olduğu düşünüldüğü için fazla dikkat çekmedi. Ancak saldırıyla ilgili önemli detaylar ertesi gün ortaya çıktı.

Ertesi gün kaynaklar, noktanın Türkiye merkezli Marksist Leninist Komünist Parti’ye (MLKP) ait bir askeri üs olduğunu söyledi. 4 ve 5 Ocak boyunca, PKK’nın Suriye uzantısı YPG kontrol bölgesindeki yerel kaynaklar, MLK P’nin Suriye operasyonları liderinin Tel Tavil’de bir drone saldırısında öldürüldüğünde ısrar etti. Yine de kaynaklar, beldedeki YPG önlemleri nedeniyle kesin bir isim veremedi. Saldırının hemen ardından YPG güvenlik birimleri, insansız hava aracı saldırısında öldürülen militanların kimliklerinin gizlenmesi için önlem alarak alanı kapattı.

6 Ocak erken saatlerde, Anadolu Ajansı Türk istihbarat teşkilatı tarafından Suriye’de bir drone saldırısı hakkında sağlanan bilgileri yayınladı. Haber şöyleydi: MİT, MLKP’nin sözde liderlerinden ve Bursa’da cezaevi otobüsüne düzenlenen saldırıyı Suriye’nin Haseke bölgesinde azmettiren Zeki Gürbüz’ü etkisiz hale getirdi.

Türkiye, 1994 yılında kurulan ve Türkiye’deki birçok terör saldırısının arkasında yer alan MLKP’nin üst düzey bir ismini Suriye’de insansız hava aracıyla saldırısı ile öldürmüştü. Zeki Gürbüz, MLKP’nin Suriye operasyonlarından sorumluydu. Ancak Zeki Gürbüz bu pozisyondaki ikinci kişiydi. MLKP merkez komite üyesi Bayram Namaz, örgütün Suriye’deki operasyonlarından sorumlu ilk kişiydi. 2019 yılında muhtemelen Türk istihbarat teşkilatı tarafından düzenlenen bir suikastta öldürüldü.

Yukarıda belirtilen durum, Türkiye’nin ABD destekli YPG tek sorununun YPG’nin PKK ile ilişkisi olmadığını gösteriyor. Güvenlik kaynaklarına göre YPG bölgelerinde Türkiye merkezli radikal sol örgütlere ait bine yakın militan bulunuyor, bu sol militanlar da YPG veya QSD adı altında ABD’den askeri eğitim alıyor.

ABD, 2015’ten bu yana çok görünür bir şekilde ve birçok dilde açık propagandayla, Türkiye’ye yönelik terör eylemlerini kucaklayan YPG içindeki radikal sol örgütlerin varlığına göz yumuyor. Açık kaynaklara göre ABD destekli YPG çatısı altında Türkiye merkezli Marksist geleneğe sahip 10’dan fazla radikal sol örgüt bulunuyor.

Türk Sol Hareketlerinin Dönüşümü

Bu durum, Türkiye merkezli sol örgütlerin YPG içinde yer alması, en açık şekilde YPG’nin PKK ile olan ilişkisinin bir sonucu. 1980 askeri darbesinden sonra Türk sol örgütleri toplum üzerindeki güç ve etkilerini yitirmiş, 1990’larda ortaya çıkan yeni oluşumların neredeyse tamamı PKK’nın Türk devletine karşı silahlı mücadelesinin gücünden etkilenmiştir. Birçok sol örgüt, programlarına sömürgecilik tezini ekleyerek PKK ile iş birliği yapma fırsatını değerlendirmeye çalıştı.

Bu yeni teorik durum Türkiye merkezli birçok sol örgütün ideolojik olarak PKK’nın küçük kollarına dönüşmesine yol açtı. Bir küçük burjuva öğrenci hareketine dönüşen ve işçi sınıfıyla bağlarını tamamen koparan Türk sol örgütleri, ulusal/ayrılıkçı bir hareket olan PKK ile simbiyotik bir ilişki fikrinin altında, kapitalist sistemin bu şekilde yıkılacağına dair garip bir ‘inanç’ taşıyordu. Faşist diktatörlük ya da oligarşi dedikleri şey Kürt ayrılıkçı hareketi tarafından zayıflatılacaktı.

YPG saflarında varlığını sürdüren ve ABD’nin desteğini alan TKP/ML-TİKKO’nun programı ile MLKP’nin programı ve yayınlarında PKK ilişkinin-iş birliğinin ‘devrimi getireceğine’ dair tekrarlar var.

Sert Stalinist duruşuyla tanınan MLKP ile Maoist MKP ve TİKKO gibi Marksist-Leninist silahlı terör örgütlerin 1990’lı yıllardaki dönüşümü, PKK’nın örgütsel üstünlüğünün tanınması ve Leninist Milletlerin Kendi Kaderlerini Tayin Hakkı ilkesinin parti program ve kongrelerinde giderek daha dominant bir stratejik mendireğe dönüşmesi ile gerçekleşti.

Türk sol örgütlerinin PKK’nın üstünlüğü temelinde kurduğu ilişkinin doğal bir sonucu olarak YPG’nin Suriye’deki safları IŞİD’le mücadele bahanesiyle Türkiye merkezli sol militanlara açıldı. ABD, statüleri ve Türkiye’deki terör saldırılarıyla organik bağlantıları göz önüne alındığında “yabancı terörist savaşçılar” olarak tanımlanması gereken bu militanların YPG içindeki varlığına göz yumdu.

YPG ve PKK bağlantılı sol örgütler Türkiye içinde saldırılar düzenliyor

Suriye’de YPG’ye bağlı çatı kuruluş Halkların Birleşik Devrim Hareketi’nin (HBDH) internet sitesinde yayınlanan listeye göre örgüt, 2022 yılında Türkiye içinde 139 saldırı düzenlediğini açıkladı.

Listelenen saldırılar arasında bombalı saldırılar da yer aldı. Listelenen saldırılar arasında, Bursa’da cezaevi personelini taşıyan araca düzenlenen bombalı saldırı da yer aldı. Bu saldırı, 3 Ocak’ta insansız hava aracıyla düzenlenen saldırıda öldürülen Zeki Gürbüz tarafından planlanmış ve emredilmişti. Marksist-Leninist terör örgütlerinin çatı örgütü HBDH’nin Türkiye’de düzenlediği saldırılar listesinde Bursa’daki saldırıyla ilgili olarak “20 Nisan 2022’de cezaevlerindeki baskı, işkence ve katliamlara karşı bombalı saldırılar düzenledik. Bursa’da cezaevi personelini taşıyan ring aracı. Halkımızın azılı düşmanları ırkçı faşist Süleyman Soylu ve Bekir Bozdağ’ın açıklamalarına göre 1 korucu öldü, 1’i ağır 13 korucu da yaralandı.” Saldırıyı gerçekleştirenlerden Cebrail Gündoğdu, 2022 yılının Ekim ayında İzmir’de tutuklanmıştı. Gündoğdu, Suriye’deki MLKP kampında silah ve sabotaj eğitimi aldığını itiraf etti. Böylece Suriye’de Zeki Gürbüz adı netleşti.

HBDH, Türkiye merkezli birçok sol örgütün ‘milis birimlerinin’ saldırılarını sahiplendi ve açık propagandasında kullandı. Hala da kullanmaya devam ediyor. Bu çatı örgüt, Suriye’de halen YPG veya SDG adı altında ABD’den eğitim ve silah alıyor. Halkın Birleşik Devrim Hareketi (HBDH) ve Birleşik Özgürlük Güçleri (BÖG) bünyesinde Türkiye merkezli en az 15 sol silahlı grup, ABD desteğiyle YPG saflarında varlıklarını sürdürüyor.

Güvenlik kaynaklarına göre Suriye, Türkiye’deki sol örgütlerden Kuzey Irak’taki PKK kamplarına geçişlerde de kullanılıyor. Bu güzergâhta güvenliği ve ulaşımı YPG sağlıyor. Türk güvenlik kaynakları, daha önce yasal ve yasadışı sol örgütlerde çeşitli görevlerde bulunan kişilerin son yıllarda Suriye üzerinden Kuzey Irak’a geçerek PKK bünyesinde faaliyet göstermeye başladığını belirtiyor.

Kaynaklar, bu kişilerin Suriye’de faaliyet gösteren HBDH ve BÖG gibi çatı örgütlerde de görev aldıklarını, Suriye ve Irak’ta YPG ile PKK’nın ortak propaganda kanallarında yer aldıklarını vurguluyor. Suriye-Irak ve YPG-PKK arasındaki geçirgenlik, açık kaynaklarla bile kolayca doğrulanabilmektedir. Ancak “terör örgütlerinin ve yabancı terör savaşçılarının YPG içindeki varlığına ve PKK ile ilişkilerine” rağmen ABD yaklaşık 7 yıldır bu konuda herhangi bir adım atmadı.

Bu örgütler ise ABD’nin sağladığı imkân ve ortamı kullanarak Türkiye içinde saldırılarını sürdürüyor. Yukarıda resmedilen durum, basitçe, ABD’nin IŞİD’e karşı mücadelenin meşru zeminini Türkiye’ye karşı terör örgütlerini desteklemek için kullandığı yorumuna götürebilir. Görünüşe göre bu yorum hiç de haksız değil.

Levent Kemal

Levent Kemal is a freelance journalist and researcher based in Istanbul. He has followed the civil wars and conflicts in Afghanistan, Syria, and Iraq as an independent journalist. He has published news, articles, and analyses on conflict zones, and non-state armed organizations in various newspapers and magazines.

One Comment

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *