Bombaların ardından: Gazze’de ruh sağlığı krizi yaşanıyor

Gazze’de görece sakinlik hakim olsa da kıyı şeridi Gazze’nin sakinleri 2009’dan bu yana yaşanan dört savaşın travması ve on beş yıllık ablukanın günlük acıları ile baş etmeye çalışıyor.

 

Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi’nin verilerine göre Gazze’de 2008’den bu yana kadınlar ve çocukların da dahil olduğu 5330 Filistinli İsrail saldırılarında hayatını kaybetti. Sadece 2014 yılındaki savaşta 100 binin üzerinde Gazze sakininin evlerini yıkıldı veya oturulamayacak şekilde zarar gördü. Evlerini kaybeden 500 bin kişi İsrail saldırısı nedeniyle zorla yerinden edildi.

 

İslamcı grubun seçimlerdeki zaferinin ardından El Fetih liderliğindeki güvenlik güçleriyle çatışan Hamas’ın Gazze’yi ele geçirmesinin ardından 2007’de yoğunlaşan kuşatma, insanların ve malların bölgeye giriş ve çıkışını kısıtlıyor.

 

Fiziksel zarar, ekonomik yoksunluk ve sağlık hizmetleri gibi temel hizmetlere erişim eksikliğinin yanı sıra abluka ve tekrarlanan geniş ölçekli şiddetli saldırılar özellikle Gazze nüfusunun büyük kısmını oluşturan çocuklar ve genç nüfusta ruh sağlığı krizini tetikledi. Save the Children’ın yayınladığı rapora göre Gazze’deki çocukların neredeyse %80’i depresyon, sürekli korku ve sürekli keder gibi kötüleşmiş ruh sağlığının emarelerini gösteriyor. Bu arada Gazze’nin iki milyonluk nüfusunun üçte biri psikolojik desteğe ihtiyaç duyuyor ve kıyı yerleşim bölgesinde sadece bir hastane bunu sağlayabiliyor.

Gazzeliler yalnız

BM’nin açıklamalarına göre son on beş yılda Gazze sakinlerinin %60’ı doğrudan İsrail’in askeri operasyonlarının hedefi haline geldi. İsrail askeri saldırıları sona erdiğinde ise Gazzeliler başa çıkmak zorunda kaldıkları eşi benzeri görülmemiş zorluklarla karşı karşıya kaldılar.

 

Gazze’de 80 binin üzerinde çocuk abluka ve savaş dışında normal bir yaşamdan habersiz şekilde büyüyor. Bu çocukların çoğu, hayatlarının bir gününü bile su ve elektrik krizinden muzdarip olmadan geçirmediler. Gazze’de hanelere günde en fazla sekiz saat elektrik verilebiliyor. Eğer İsrail Gazze’ye elektrik sağlanması için yakıt girişine izin verir yahut enerji santralini hedef almasa bile tekrarlanan saldırılar nedeniyle mahvolan alt yapı Gazze’de günlük yaşamı kadınlar, çocuklar ve gençler için oldukça zor hale getiriyor.

 

Gazze’deki Bureyc Mülteci Kampı’nda yaşayan 14 yaşındaki Muhammed Ebu Said hayatının en kötü anlarını içeren üç İsrail saldırısını da derinden hatırlıyor. Muhammed, bu savaşlarda evini, babasını ve amcasını kaybetti.

 

Muhammed yaşadığı travmanın nedeni olan o anları “İsrail füzesinin patlamadan önce evimize yaklaşırken çıkardığı sesi unutamıyorum. Birkaç saniyeliğine çevremdeki her şey siyaha büründü. Ailemdeki sekiz kişi sessizliğe gömüldü. Hiçbir ses gelmiyordu,” sözleri ile anlatıyor. Bir anda çığlıkların yükseldiğini söyleyen Muhammed: “Herkes ağlıyordu. Onların yaptığı gibi çığlık atıp ağlayarak karanlığın içinde sıkıştığımı söylemek istedim ama seslenemiyordum. Arama kurtarma ekipleri beni evimin enkazından çıkarana kadar karanlığın içinde korku ve dehşet ile sessizce ölümü bekledim.”

 

Muhammed tüm bunları yaşadığında beş yaşında olduğunu ancak bugün insanlardan ve uçak seslerinden korkmasına neden olan tüm o dehşeti dün gibi hatırladığını söylüyor. Ancak Muhammed Ebu Said aynı şeyleri, travmasını katlayarak büyüten şekilde 2014 ve 2021 yılındaki İsrail saldırılarında da yaşadı. Ailesinin evi tekrar hedef alındı aralarında babası ve üç erkek kardeşinin olduğu 12 akrabası hayatını kaybetti. Ve yine evsiz kaldılar.

 

Muhammed’in annesi Hala Ebu Said “İsrail Gazze şeridindeki hayatımızı cehenneme çevirdi,” dedi. Ailesi ve hayatı 2012 yılından bu yana tepe taklak olan kadın ve yakın akrabalarının hiçbirinin hayatı normal değil. Hala Ebu Said durumlarını “Maalesef bizler gelecek adına umutlu olamıyoruz,” sözleri ile özetliyor. Şiddetli saldırılar ve yaşanan travmalar nedeniyle Hala Ebu Said’in kızları da oldukça agresifler ve kendilerini insanlardan uzak tutuyorlar. Hala Ebu Said, kızlarının yeni bir İsrail saldırısında ölebilecekleri düşüncesinin korkusu nedeniyle sürekli ölmeyi istediklerini söylüyor.

Umut için mücadele

Kuzey Gazze’deki çoğu ailenin durumu benzer. Heba El-Keferne, Beyt Hanun’dan 25 yaşındaki kuaför, annesi, dört kardeşinin de aralarında olduğu ailesinin sekiz üyesini 2014 yılında evlerini hedef alan bir İsrail saldırısında kaybetti. “Savaş sona erdiğinde hayatıma devem etmek istemedim ve çok kez intihar etmeye çalıştım. Hayatımdaki her şeyden nefret ediyorum. Fakat aralarında Kadın İşleri Merkezi de olmak üzere çok sayıda yerel kurum sayesinde hayatla tekrar yüzleşmek için defalarca psikolojik destek aldım.”

 

Hayatının artık en azından stabil olduğunu düşünen Heba evlendi ve çocukları oldu. Ancak tüm bunlar 2021 yılında İsrail’in Gazze’ye düzenlediği saldırıda alaşağı oldu. Heba, İsrail’in 11 gün süren saldırılarında kocasını kaybetti. “Kendimi bir anda çocuklarımla baş başa buldum. Güçlü olup bu gemiyi yüzdürmem gerektiğinin farkına vardım. Çocuklarımı yetiştirebilmek için yine psikolojik destek aldım.”

 

Kocasının kaybından altı ay sonra Heba ailesinin de yardımı ile küçük bir kuaför açtı ve günlük yaklaşık otuz beş dolar kazanmaya başladı. Ancak Ağustos ayında İsrail’in İslami Cihad örgütüne karşı başlattığı üç gün süren hava saldırıları sırasında işyeri ciddi hasar gördü. Şu anda Heba elinden gelenin en iyisini yapmaya, işyerini açıp çocuklarına bakmak için ayakta kalmaya ve onları fakirlik ve İsrail saldırılarından korumaya çalışıyor.

 

Heba kendisini şöyle açıklıyor: “İsrail’in durmak bilmeye saldırıları nedeniyle biz Gazzeliler yurtdışında normal olarak nitelenebilecek bir hayat için umutla mücadele ediyoruz. Psikolojik sorunlarım olsa bile bize dayatılan gerçekliğe teslim olmayacağım. Çocuklarımın moral ve finansal açıdan bana ihtiyacı var ve bu nedenle güçlü olmak zorundayım.”

Ruh sağlığı krizi

Sağlık bakanlığı ruh sağlığı merkezi sorumlusu Cemil Süleyman Ali, “15 yıldan fazla bir süredir Gazze sakinlerinin yüzde 50 ila 60’ı İsrail şiddetine maruz kaldı ve kötüleşen yaşam ve ekonomik koşullardan dolayı ruh sağlıklarını etkilendi,” dedi.

 

Cemil Süleyman Ali “Hastalarda psikolojik tutulum, depresyon öfke, sosyal şiddete eğilim, içe dönüklük ve toplumdan uzaklaşma gibi ortak semptomlar görülüyor,” diyerek bu görünmez krizin Gazze’de giderek yaygınlaştığını ifade etti. Bakanlık yetkilisi Ali, Gazze’de akıl sağlığı sorunları yaşayan insanları tedavi etmek için yeterli uzman ve merkeze sahip olmamalarının durumu daha da kötüleştirdiğini söyledi.  Ali “Bu durumda yara bedenle sınırlı değil. Psikolojik bir yaralanma var ve bu çok zaman bedensel yaralardan daha olumsuz ve derin etkiler oluşturabilir,” dedi.

 

Gazze Ruh Sağlığı Programı yetkilisi Sami Uveyde de Gazze’de yaşanan ruh sağlığı sorunlarını on beş yıldır süren abluka ve saldırıların tetiklediğini belirtti. “İsrail saldırıları ve abluka elektrik ve su kesintileri, yüksek yoksulluk oranları ve işsizliğin yanı sıra psikolojik bir şoka da yol açıyor,” dedi. Gazze’de her 5 kişiden 2’sinde ciddi travmalardan kaynaklı ruh sağlığı sorunları olduğu düşünülüyor. Bu oranın gençler arasında çok daha yüksek olduğu tahmin ediliyor.

 

Gazze’ye giren tüm mal ve eşyaların kontrolü, giriş çıkış izinleri de dahil olmak üzere İsrail kontrolünde ve İsrail Gazze Şeridi’nde Hamas’a karşı aldığı politik-askeri tutum nedeniyle bir toplu cezalandırma uygulayarak kıyı hattında yaşayan 2 milyondan fazla insanı insanlık dışı bir yaşama mahkum ediyor.

+ There are no comments

Add yours